AB tarafından belirlenen emisyon limitleri araç üreticileri için net bir zaman çizelgesi oluştururken, yakıt verimliliğini artırma ve iklim etkisini azaltma hedefi kısmen de olsa birincil öncelik olma özelliğini hala koruyor. Çünkü yakıt kullanımı bir taşımacılık firması için maliyetlerin yaklaşık üçte birini oluşturuyor.
Lars Mårtensson, “Hedefimiz, taşımacılık işi için müşterilerimize her zaman elimizdeki en uygun, en verimli ve kapsamlı çözümü sunabilmek olmuştur” dedi.
Volvo Trucks, müşterileri ve birçok taşımacılık şirketi tarafından, taşımacılığı daha çevre dostu bir hale getirdiği için ilgi görmektedir. Çevreye karşı duyarlı bir teknolojiye yatırım yapmayı tercih eden müşteriler için yatırım sübvansiyonlarının veya vergi indirimlerinin artırılması büyük bir fark yaratacaktır.
“CO2 emisyonlarının azaltılmasına katkıda bulunan yeni teknolojilerin pazara hızla girebilmesi gerekiyor. Yetkililerce inceleme ve belgelendirme sürecinin hızlı bir şekilde yapılması, taşımacılık sektöründe yeniliklerin ortaya çıkmasını hızlandıracaktır” dedi.
AB çerçevesi aslında araçlardan gelen emisyonları kapsar, ancak Volvo Trucks bu soruna daha geniş bir açıdan yaklaşır.
Lars Mårtensson, “Taşımacılık sisteminin tüm noktaları aynı hedefe doğru çalışırsa, çevre üzerindeki etkiyi daha da azaltabiliriz. Daha iyi lojistik, biyoyakıtlara daha fazla erişim, sürücüler için nasıl daha iyi yakıt tasarrufu elde edileceğinin aktarıldığı eğitimler, aerodinamik römorklar, iyileştirilmiş yol standartları ve yüksek kapasiteli araçları kullanma fırsatlarının artırılması, tarafların katkıda bulunabileceği yöntemlerden sadece birkaç tanesidir ”dedi.
